- 11 Mart 2020
- Yayınlayan: PSİART
- Kategori: Blog
YEME BOZUKLUKLARI
Elif Karakaya
Yeme bozukluğu özellikle ergenlerde ve genç yetişkinlerde görülen, güncel literatürde sıklıkla araştırılan bir psikopatoloji türüdür. Beslenme bozukluğu ve yeme bozukluğu birbiri ile sıkça karıştırılır, oysa birbirinden ayrıldığı temel noktalar vardır. Beslenme bozukluğunda birey sağlıklı ve yeterli beslenmiyor olabilir. Yeme bozukluklarının merkezinde bireyin kilo ve görünümü konusunda endişesi yatar ve bu endişe sonucunda da birey kilo kontrolü için bazı yöntemlere başvurur. Bu yazıda sizlere yeme bozukluğunun iki türü olan anoreksiya nervoza ve bulimia nervozayı tanıtmaya çalışacağım. Faydalı olması dileğiyle.
Anoreksiya Nervoza
Anoreksiya kelime olarak Yunanca kökenli olup yeme isteğinin olmaması anlamına gelmektedir. Hastalığın tanımlanmasını Richard Morton yapmıştır fakat tıbbi literatüre ilk olarak 1870’li yıllarda William Gull’un anoreksiya nervozaterimini kullanmasıyla girmiştir. Tanımlanmış ilk yeme bozukluğudur.Anoreksiya nervoza şişman olmaya karşı duyulan aşırı korku, zayıf bir bedene sahip olma arzusu, kilo alımını güçleştiren sürekli davranışlar ve beden imgesi bozukluğu ile karakterize, hasta ve ailesi üzerinde olumsuz etkileri olan ruhsal bir bozukluktur.Aşırı kilo kaybı mevcuttur ve genellikle adolesan (ergenlik) ya da erken erişkin dönemlerde gelişmektedir. Kadınlarda erkeklere oranla daha çok görülmektedir.
Anoreksiya nervoza, klinik belirtileri nedeniyle tanınması kolay bir tablodur.Bu hastalıkta yavaş ve az yeme, kalori hesaplama, düşük kalorili yiyecekler tercih etme, aşırı egzersiz yapma, kusma, laksatif-diüretik kullanma gibi telafi davranışları vardır. Hastalar sık aralıklarla tartılmakta ve gün içinde tekrarlı olarak ayna karşısında görünümlerini kontrol etmektedirler.Anoreksiya nervozada osteoporoz, osteopeni ve patolojik kırıklar, sıvı elektrolit dengesizlikleri, aritmi, konstipasyon, karın ağrısı, hipotansiyon, kuru deri ve cinsel istekte azalma gibi fiziksel belirtiler ortaya çıkabilir. Bu nedenle anoreksik bireylerde tedaviye başlamadan önce, ayrıntılı tıbbi inceleme yapılması oldukça önemli olmaktadır.
Anoreksiya nervozanın psikososyal yöntemlerle tedavisine dair araştırmalar örneklemlerin nitelikleri bakımından farklılıklar göstermektedir. Yalnızca ergen (18 yaşından küçük) anoreksiya nervoza hastalarının dahil edildiği çalışmalarla birlikte hem ergen, hem de yetişkinlerden oluşan çalışmalar yayımlanmıştır. Psikososyal tedaviler, uygulandıkları ortamlar ve koşullar itibariyle de farklılık göstermektedir. Çalışmalar incelendiğinde, araştırmaların yatarak tedavi, gündüz hastanesi ya da ayaktan tedavi koşullarında yapıldığı; psikososyal tedavi programlarını uygulayan ekiplerin niteliklerinin de değişkenlik gösterdiği dikkat çekmektedir. Anoreksiya nervoza çalışmaları, psikososyal müdahale yöntemlerinin uygulandığı tedavi evreleri bakımından da çeşitlilik sergilemektedir.
Anoreksiya nervoza araştırmalarında kullanılan psikososyal tedavi yöntemlerinin etkinliğini belirlemeye yönelik ölçütler kabaca üç ana kategoride ele alınabilir:
- Global İyileşme: Tedavinin genel etkinliğini değerlendirmede en sık kullanılan araç Morgan-Russell ölçekleridir (Morgan ve Hayward 1988). Beslenme durumu, menstrüasyon, mental durum, psikoseksüel ve sosyoekonomik işlevsellik alanları olmak üzere beş alt ölçekten oluşur ve toplam 14 madde içerir. Ortalama iyileşme skoru ve genel iyileşme skoru olmak üzere iki farklı skor hesaplanır. Genel iyileşme düzeyi vücut ağırlığı ve menstrüasyon durumuna göre;
- a) İyi Sonlanım: Beden ağırlığının ortalamanın %15’lik diliminde olması ve menstrüel siklusların düzenli olması,
- b) Orta Düzey Sonlanım: Beden ağırlığı ortalamanın %15’lik diliminde olması ancak menstrüasyonun düzensiz olması,
- c) Kötü Sonlanım: Beden ağırlığının ortalamanın %15’inin altında kalması ve menstrüasyonun olmaması şeklinde sınıflandırılır (Treasure ve ark. 1995). Global iyileşmenin değerlendirmesinde Morgan Russell ölçekleri dışında, araştırmacılar tarafından oluşturulmuş farklı kriterlerin kullanıldığı çalışmalar da mevcuttur.
- Çekirdek Belirtilerdeki İyileşme;
- Eşlik Eden Psikiyatrik Bozukluklardaki İyileşme
Aile terapisi ve bireysel destekleyici terapinin etkinliklerini karşılaştırdıkları çalışmada Russell ve arkadaşları (1987) Maudsley Hastanesinde sağlıklı kilolarına kavuştuktan sonra taburcu edilen 57’si anoreksiya nervoza, 23’ü bulimia nervoza tanılı 80 yeme bozukluğu hastasını, hastalığın başlangıç yaşı ve süresi itibariyle 4 alt gruba ayırmış ve 1 yıl boyunca izlemişlerdir. Terapilerin etkinliği Morgan-Russell ölçeği, vücut ağırlığı ve menstrüasyon aracılığıyla değerlendirilmiştir. Aile terapisi, hastalığı 19 yaş öncesinde başlamış ve kronik olmayan (hastalık süresinin 3 yıldan az olduğu) 21 kişilik alt grupta bireysel destekleyici psikoterapiye göre daha etkili bulunmuştur. Bireysel destekleyici terapinin yaşça büyük hastalarda daha etkili olabileceğine işaret edilmiştir. Bu çalışma, daha sonra Maudsley Metodu olarak adlandırılan aile temelli terapilerin etkinliğinin sınandığı ilk randomize kontrollü çalışma olması itibariyle bu alanda özel bir öneme sahiptir.
Bulimia Nervoza
Gerald Russel tarafından tanımlanan bulimia nevroza,yemek yemeyle ilgili denetimin kalktığı, tıkanırcasına yeme dönemlerinin ve telafi edici davranışların (kendi kendini kusturma, laksatif ve diüretikleri yanlış yere kullanma, yememe veya aşırı spor yapma) üç ay içinde, haftada en az bir kere olmasıyla karakterize olan ve kişinin kendini çoğunlukla görünüm ve kilosuyla değerlendirip yargılamasına yol açan bir yeme bozukluğu türüdür. Bulimia nervozalı hastalar ya normal ya da normalin üstünde kilodadırlar ve bu özellikleriyle beden ağırlıkları normalde olmaları gerekenin %15 altında olan anoreksiya nervozanın tıkanırcasına yeme/çıkarma tipli hastalarından farklılardır. Bulimia nervoza toplumda %1 oranında görülmektedir. Kadınlarda erkeklere oranla 10 kat sık görülür.
Bulimia nervozanın vücuttaki belirtileri;
- Kronik şekilde kızarmış ve yaralı boğaz,
• Boyundaki tükürük bezleri ve çene altındaki bezlerin şişmesi,
• Yanakların ve yüzün şişmesi ve adeta “sincap” gibi bir görüntü oluşması,
• Mide asitleri temasından dolayı diş minelerinin erimesi ve dişlerin çürümesi,
• Devamlı kusma sebebiyle mide kapağının bozulması ve reflü,
• Müshil kullanımı sebebiyle bağırsak tahrişi ve sorunları,
• İdrar söktürücü ilaçlar sebebiyle böbrek hastalıkları,
• Sıvı kaybına bağlı sorunlar.
Bulimia nervozanın 2 tipi tanımlıdır;
Çıkartma olan tip: Bulimia nervozanın o sıradaki atağı sırasında kişi kendi kendine düzenli olarak kusmuş ya da laksatifler, diüretikler ya da lavmanları kötüye kullanmıştır.
Çıkartma olmayan tip: Bulimia nervozanın o sıradaki atağı sırasında kişi, hiç yemek yememe ya da aşırı egzersiz yapma gibi davranışlarda bulunmuş, ancak kendini kusturmamış ya da laksatif, diüretik ve lavmanları kullanmamıştır.
Bulimia nervozanın psikolojik tedavisinde ilk olarak bilişsel davranışçı terapi önerilmektedir. Bireysel psikoterapi teknikleri, aile terapisi, grup psikoterapisi ve farmakolojik tedavinin etkinliği tartışılmaktadır. Genelde benimsenen birçok tedavi yaklaşımından aynı anda, işbirliği ve ortak çalışma çerçevesinde yararlanmaktır. Bu çerçeve içinde beslenme ve somatik durumun düzeltilmesine ilişkin medikal girişimler de yer almalıdır.
Film Önerileri
My Skinny Sister (Min Lilla Syster) (2015)
To The Bone (2017)
Perfect Body (1997)
Thin (2006)
Kaynakça
Çunkuş, N., Yiğitoğlu, T., G., Bir Erkek Anoreksiya Nervoza Olgusuna Yönelik Hemşirelik Bakımı: Olgu Sunumu, Pamukkale Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği, Denizli, 2019
Bulut, S., N., Küpeli, Y., N., Bulut, Ç., G., Topçuoğlu, V., Anoreksiya Nervoza’da Psikososyal Tedaviler, Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry-2017, 9(3):329-345,
Bayram, E., Yiş, U., Öztura, İ., Akdoğan, Ö., Topçu, Y., Karaoğlu, P., Kurul, H., S., Folik Asit Eksikliğine Bağlı Ciddi Aksonal Nöropati Gelişen Restriktif Tip Anoreksiya Nervoza Tanılı Bir Olgu, İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi Dergisi, 2014, 4(1): 72-74
Arıca, G., S., Arıca, V., Arı, M., Özer, C., Adolesanda Yeme Bozuklukları, Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı, 2011
Aytaç, M., H., Hocaoğlu, Ç., Bir Bulimia Nervoza İle Birlikte Yaşamak: Bir Vaka Sunumu, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı, Rize, 2016
Karaköse, S., Yeme Bozukluğu Semptomolojisini Yordamada Başetme Stratejilerinin ve Olumsuz Temel İnançlarının Rolü, Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Psikoloji Anabilim Dalı Klinik Psikoloji Programı, İstanbul, 2012
Sönmez, Ö., A., Çocuk ve Ergenlerde Yeme Bozuklukları, Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 2017; 9(3):301-316